Klinik Psikolog – Psikolojik Danışman – Aile Danışmanı

Çocuğunuz Sizin Dert Ortağınız Sırdaşınız Değildir !

Bir çocuk,
Annesinin babannesiyle düğün sürecinde yaşadığı sorunu neden bilir?
Babasının annesinin hakaret ve aşağılamalarıyla ilgili yaşadığı sorunları neden bilir?
Babasının yıllar önce annesini aldattığını neden bilir?
Bunun kime ne faydası vardır?
Ben buna : Yüklenmiş olaylar ve yüklenmiş travmalar diyorum.
Çocuk yaşına ve kapasitesine uygun olmayan, kendisine de ait olmayan yükler ve sorumluluklarla bir sürü travmayı yüklenmek zorunda kalır. Maruz bırakılır buna. O benim her şeyim, dert ortağım denir ödüllendirilir bir de bu durum.

Üstelik kimseye bir faydası da olmaz, ebeveyn kendi eliyle farkında olmadan çocuğunun çocukluğunu berbat eder.

Çocuk olmasına izin verilmez, yetişkin olup dert ortağı olup dinlemesi, anlaması, çözmesi beklenir.. Bunun anlatan ebeveyne bir faydası olmadığı gibi çocuğuna çok büyük zararlar vermiş olur.

Bazen çocuk annenin dert olarak anlattıklarından etkilenip babayla iletişimi koparır. Bazen de tam tersi anneyle iletişim kopar babanın dertleşmesi sonucu. Bu senaryoda da EN BÜYÜK CEZAYI ÇOCUK ÇEKER!
Çocuk kendisine ait olmayan anıların etkisiyle, duygusal olarak BABASIZ veya ANNESİZ büyür. Evlilik devam etse de aynı evde yaşansa da duygusal olarak en çok güç alacağı tutunacağı dallardan biri kopmuş olur.

Çocuk çocuktur, rolüne uygun davranmalı ve yaşamalıdır. Evlilikteki sorunlar başta olmak üzere hiçbir sorun çocukla paylaşılmamalıdır, çocukla DERTLEŞİLMEMELİDİR.

Sizin böyle gözlemlediğiniz örnekler varsa yorumlara yazabilirsiniz.

Fatih UĞUR

Konya Cinsel Terapi - Vajinismus Terapisi

KONYA VAJİNİSMUS TERAPİSİ

Konya Cinsel Terapi Günlüğü – Konya Vajinismus Terapisi yazı dizime, Vajinismus Terapisi’ nde EMDR Terapisi’ nin Etkililiği yazımla başlıyorum. Kadınlarda en sık karşılaşılan cinsel sorun olan vajinismus, cinsel ilişki korkusu, partnerle cinsel ilişkiye girememe ve cinsel ilişkide kadının istemsiz kasılması şeklinde tanımlanabilir. Vajinismus, yalnızca cinsel terapi ile kesin ve kalıcı şekilde çözüme kavuşturulabilen ve çözümü için garanti verilerek paket şeklinde çalışılabilen bir cinsel sorundur. Vajinismus, cinsel terapi sürecinde tamamen çözülebilen ve ortalama 7-13 seans süren bir cinsel problemdir. Vajinismusun, duygu ve cinsel istek kısmını görmezden gelen kestirme yollarla çözülmesi, kadında cinsel isteksizliğe yol açar ve bunun için de yine Cinsel Terapi yardımı almak gerekir.  

Bu nedenle, cinsel ilişki korkusu anlamına da gelen Vajinismus konusunda mutlaka alanında uzman bir cinsel terapistten yardım alınmalıdır. Beklemek ve tekrar tekrar denemeler yapmak vajinismus sorununu daha da büyütecektir bu nedenle en kısa sürede çekinmeden psikolojik destek alınız. Unutmayın, bunu mutlu bir evlilik ve çocuk sahibi olabilmek için yapıyorsunuz. 

 

VAJİNİSMUS NEDİR? 

Konya Vajinismus Terapisi: Vajinismus, vajinanın ön kısmının üçte birindeki kaslarda yineleyici ya da sürekli istem dışı kasılması ve sonucunda cinsel ilişkinin olanaksız olması olarak tanımlanmaktadır (Öztürk 2008). Vajinismusa benzer bir tablonun ilk kez 11. yüzyılda İtalyan kadın bir doktor tarafından belirlendiği ve vajinismusun günümüzdeki tanımına benzer şekilde 1861 yılında Viktoryen bir hekim olan Sims tarafından tanımlandığı bildirilmektedir.(Binik ve ark. 2006)

Vajinismus olan kadınlar, vajinalarının ya çok dar olduğunu ya da kendilerinde orada bir delik bulunmadığını ifade ederler. 

DSM V’ e göre tanı kriterleri

Genital pelvik ağrı/penetresyon bozukluğu:

  1. En az yaklaşık 6 ay boyunca aşağıdaki belirtilerden bir ya da daha fazlasını sürekli/tekrarlayan şekilde yaşanması ile tanı koyulur.
  2. Vajinal ilişki/penetrasyon sırsında belirgin bir zorluk
  3. Vajinal ilişki/penetrasyon sırsında belirgin vulvavajinal ya da pelvik ağrı
  4. Vajinal penetrasyonda vulvavajinal veya pelvik ağrı konusunda belirgin bir korku ya da anksiyete
  5. Vajinal penerasyon teşebbüsü sırasında pelvik kasların belirgin bir şekilde kasılması/gerilmesi (APA, DSM 5, 2013)

Cinsel Eğitim Araştırma ve Tedavi Derneğinin (CETAD) 2007 yılında gerçekleştirdiği araştırmanın verilerine göre vajinismus her 10-12 kadından birinde görülmektedir. Cinsel işlev bozuklukları polikliniklerinde yapılan araştırmalarda ise vajinismus sıklığı % 66-75,9 arasında bulunmuştur (CETAD 2007).

Cinsel işlev bozuklukları polikliniklerinde yapılan araştırmalarda ise vajinismus sıklığı %66-75.9 olarak bildirilmektedir (Şimşek ve ark. 2003, Doğan 2009).Konya Vajinismus Terapisi

Read More

teknoloji bağımlılığı konya

YAŞAMIMIZDAKİ BAĞLANTI EKSİKLİĞİNİN BİR SONUCU – TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI

Yaşamımızın önemli bir yerini dolduran teknoloji, yararları olduğu kadar zararlarını da beraberinde getiriyor. Yetişkinlerin saatlerce meşgul olduğu cep telefonu, bilgisayar, tablet, televizyon, elektronik oyunlar  sadece yetişkinler için değil çocuklar için de büyük problemler oluşturuyor.

TTNET’in araştırmasına göre ; Türkiye’deki 30 milyon internet kullanıcısının yüzde 59’u erkek, yüzde 41’i kadın. Kullanıcıların yüzde 77.8’i, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek ve sohbet etmek , yüzde 54.5’i ise araştırma yapmak, yüzde 38.1’i e-posta kontrol etmek  için interneti kullanıyor.

 

Teknoloji Bağımlılığı Öncelikle Bir Bağlantı Sorunudur!

Günümüzde  ailelerin çoğunda, 2 yaşındaki çocuktan tutun ailenin en büyük üyesine, ebeveynlerine kadar herkesin elinde telefon, tablet… Çocuklar oyun çağı denilen oyun dönemindeyken, bırakın oyun oynamayı gerçek hayattan kopacak şekilde telefonlara dalmış bir şekilde hipnotize olmaktadırlar.

Ellerinden telefonu almaya kalkıştığınızda ise bu hiç kolay olmamakta çünkü dünyaları başına yıkılmışçasına son ses bağırıp hatta saldırganca davranışlar sergilemektedirler. Çocuklar böyle ama peki aynı ailenin içinde ebevenylerin durumu nasıl? Çocuklardan pek de farkları yok. Baba işten gelir, zaten ailesiyle vakit geçirmek için kısa bir zamanı vardır bu vakit ise çoğunlukla ya televizyon karşısında ya da telefon, bilgisayar karşısında geçer. 

Read More

eyvah bebeğim ağlıyor - konya pedagog - konya psikolojik danışman - konya emdr

EYVAH BEBEĞİM KOLİK OLDU

Bebeğinizin ağlaması sizin de mi korkulu  rüyanız oldu?  Maalesef  bizler biliyoruz ki ağlayarak dünyaya gelen insanoğlu  dünyada da ağlamaya devam ediyor. Fiziksel ve duygusal acılarla doğduğu  andan itibaren yüzleşen bebekler bu acının oluşturduğu korkuyu, kaygıyı, stresi ağlayarak dışa vuruyor. Çoğu zaman bu durum doğumdan sonraki ilk üç ayda ‘kolik ağlama’ tipi dediğimiz genellikle görünür sebep olmadan haftanın en az dört gününde  günde ortalama  üç saat yaşanıyor. Neden ağlar bebek , anne bebeği ağlayınca ne yapmalı sorularının cevabını merak edenlerin bu yazımı mutlaka okumalarını öneriyorum. Anne babaların ankara pedagog alanında sıklıkla psikolojik danışman ve psikolog arayışına girdiği konulardan biri olan, nedeni anlaşılamayan ağlamalar konusundaki detaylı bilgileri aşağıda bulabilirsiniz. 

 

Bu Feryatlar Niye, Neden Ağlar Bu Bebekler?

Hayatta kalma içgüdüsüyle yaşam kalım mücadelesinde  kendi kendilerine yetemeyen bebekler yardıma ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için bakıcılarıyla genellikle bu bakıcı anneleri olur, iletişime geçmek mecburiyetindedirler. Doğduklarında konuşma becerisine sahip olamayan bebekler de bu iletişimi ağlayarak kurmaya çalışırlar. Yani bebekler kendilerini ağlayarak ifade ederler. Ebeveynler bebeklerinin dilinden anlamak ve ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu üstlenirler . Özetle bebekler ağlayarak annelerine;  beslenme, kucağa alınma , bez değiştirilme, gaz çıkarılma gibi ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini iletirler.  Burada ebeveynlere  düşen sorumluluk da bu ihtiyaçları en kısa zamanda ve iyi şekliyle karşılayabilmektir. İhtiyaç gidermek bebeklerin  temel ağlama sebebinden biridir. 

Bir diğer sebep ise bebekler stres boşaltma mekanizması olarak ağlamayı tercih ederler. Gün boyunca yaşadıkları fiziksel ve duygusal acılar bebeklerde gerginliğe sebep olur ve günün belli bir saatinde bu gerginliği boşaltmak isterler. Bunu da ancak ağlayarak gerçekleştirebilirler. Stres ağlaması yaşayan bebeklere ebeveynlerin en iyi yöntemi strese sebep olan acı kaynağını ortadan kaldırıp bebeği sevgiyle kucaklayıp ağlamasına izin vermek olur. Onun bu duygusal durumunu yaşamasına izin vermek yani bebeği ağlaması için desteklemek gerekir.  Bebeğinize onu anladığınızı söyleyip sevginizi vermek en iyi çözümdür. Böylece bebek duygusunu bastırmamış olur ve ileride daha büyük sorunlara neden olabilecek olan o stres ve kaygı atılmış olur.

Read More

Kaygı Bozukluğu - Panik Atak - EMDR

EMDR – KAYGI BOZUKLUĞU

İnsanoğlu doğumundan itibaren yaşamını sürdürmeye çalışır, bunun için tüm tehlikelerden kaçınma ve tehlikelere karşı önlemler alma eğilimindedir çoğu zaman. Tehlikelerden korkar ve bu durumlar için kaygılanırız. Kaygının  gerektiğinden az olması tehditleri gözden kaçırmaya neden olurken tehlikelere karşı önlem almayı engeller. Gerektiğinden fazla olması ise bir takım bozukluklara sebep olur. Kaygı bozukluğu ve panik bozukluk, diğer psikolojik sorun alanlarına göre en sıklıkla karşılaşılan ve psikolog, psikolojik danışman, EMDR danışmanı, psikiyatrist arayışına girilen sorun alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.  

Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından hazırlanan tanı ölçütlerine göre sıralama yapılan DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı )’te kaygı bozuklukları; özgül fobiler, sosyal kaygı bozukluğu, panik bozukluk, agorofobi ve yaygın kaygı bozukluğu olarak alt alanlara ayrılmıştır.

 

Özgül Fobiler

Uçma, fare ya da kan gibi belirli bir nesne ya da durumdan kaynaklanan aşırı korkudur. Birey korku duyulan durum ya da nesneden sürekli kaçınma halindedir. Ancak sürekli kaygı halinde değildir sadece nesne ya da durumla karşılaşınca kaygılanır. Fobiler de hayvan fobisi (köpek, yılan, böcek…), doğal çevre (yüksek yerler, fırtına, su, şimşek …), durumsal ( tünel, köprü, asansör, kapalı alan…) gibi kaynağına göre gruplara ayrılır. Fobiler genellikle çocukluk döneminde yaşanılan bir travmayla başlar. 

Read More

EMDR Tekniği İle Panik Atak Terapisi

EMDR TERAPİSİ İLE PANİK ATAK TERAPİSİ

Çok sık seyahat etmenize rağmen her uçak yolculuğu sizin için korku filmi gibi mi geçiyor? Ya da asansör ya da metro gibi hayatınızı kolaylaştıracak araçlara binemiyor ve her türlü kapalı alan sizin için tehlike mi oluşturuyor?

EMDR ismiyle bilinen Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi, travmadan kaygı bozukluğuna, vajinismustan kekemeliğe birçok sorunun tedavisinde kullanılıyor.

EMDR ile Panik Atak Tedavisi

Konya EMDR Terapisi – Konya Panik Atak Terapisi

EMDR Terapisi Nedir?

EMDR, Türkçe açılımıyla ‘Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.

EMDR Terapisi nasıl çalışır?

Günde yaklaşık 20 bin anıyı kaydediyoruz. Bu anıların bazıları olumlu, bazıları olumsuz, birçoğu ise önemsiz ve nötr olanlardan oluşuyor. Olumlu ve nötr anılar, bilgi işleme sürecinden normal bir şekilde geçip hafızaya atılır. Olumsuz ve travmatik anılar ise, tıpkı bilgisayara giren virüs gibi, bu süreci bozarlar. Bu anılar, anlamlandırma sürecinin normal çalışmasını engeller. Olumsuz anı, sadece geçmişte yaşamakla kalmıyor, etkisini hala ‘bugün’ yaşanmışcasına canlı olarak sürdürüyor. EMDR, bu tür anıların sağlıklı işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Terapi sırasında, beynin sağ ve sol yarımküreleri uyarılarak, zamanında yapamadığı işlemin yapılmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması ile mümkün olur. Kişi artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir bakış açısıyla görür.

EMDR olumsuz her şeyi unutturur mu?

EMDR rahatsız edici, acı veren anıyı unutturmaz. Ancak terapi sonrası, bu acı yüzünden hissedilen öfke, korku, üzüntü, kaygı, hayal kırıklığı gibi tüm olumsuz duygulara karşı duyarsızlaştırır

Terapi nasıl gelişiyor?

EMDR terapisinde 8 aşamalı, üç yönlü (geçmiş, şimdi, gelecek) bir protokol uygulanır. Hedef, geçmişte yaşanan anıların yeniden işlenerek duyarsızlaşmanın sağlanması, bugünkü semptomların ortadan kalkması, kişinin gelecekte karşılaşacağı benzer sorunlar karşısında, kazandığı olumlu inanç ve duyguların geliştirdiği yeni bakış açısının yönlendirdiği davranışları gösterebilmesidir.

EMDR ne kadar sürede etkili olur?

Bazen tek seansta sorunun çözüldüğü gözlemlendiği, gibi bazen de daha uzun çalışma gerektirebilir.

EMDR ile hangi sorunlar çözülebilir?

EMDR’ye göre psikolojik ve/veya psikosomatik rahatsızlıkların çoğunluğunun işlenmemiş anılara bağlı olması, klinik uygulama alanını giderek genişletmiş, birçok sorunun verimli ve hızlı bir şekilde çözülmesinin sağlandığı görülmüştür. Bu alanlara örnek olarak kişilik bozuklukları, panik bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon, yas, rahatsız edici anılar, fobiler, ağrı rahatsızlıkları, yeme bozuklukları, performans kaygısı, stres kontrolü, bağımlılıklar, cinsel ve/veya fiziksel taciz, beden algısı bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, davranış bozuklukları ve özgüven sorunları vb.

Günlük hayatınız kolaylaşacak

Çok çalışmanıza ve denemelerde istediğiniz başarıyı yakalamanıza rağmen, gerçek sınav yaklaştıkça, yüksek kaygıdan dolayı hiçbir şey yapamadığınızı gözlemliyorsanız · Sevgiliniz tarafından terk edildiniz ve kendinizi hep o anı yaşamaktan alıkoyamıyorsanız · Şiddete maruz kaldınız ve bu görüntüler bütün hayatınızı altüst etmişse; · Annenizin yıllardır süren eleştirel tavrı ve sözleri, her yeni girdiğiniz ortamda kulaklarınızda çınlıyor ve hareket edemez hale geliyorsanız; · Vertigonuzu tedavi ettirdiniz ancak ‘ya tekrar olursa’ korkusuyla kendinizi eve hapsetmişseniz; · Boşandınız ve evliliğinizin son döneminde işittiğiniz hakaretler bir türlü aklınızdan çıkmıyorsa; · Bir türlü ‘hayır’ diyemiyor ve bu tavrınız size her seferinde büyük sıkıntı yaşatıyorsa;

· Çok sık seyahat ediyorsunuz ama her uçak yolculuğu sizin için korku filmi gibi geçiyorsa; · Asansör ya da metro gibi hayatınızı kolaylaştıracak araçlara binemiyor ve bunlar gibi her türlü kapalı alan sizin için tehlike anlamına geliyorsa; · Kendi başarınızı sürekli iş arkadaşlarınızın başarısıyla kıyaslıyor ve bu sizde büyük kaygı yaratıyorsa, · Yaşadığınız her olumsuz olaydan sonra ‘benim suçum’ yorumunu yapıyorsanız; · Kaza geçirdiniz, bir süre sonra her şey düzelip iyileştiniz, ama tekrar arabaya binmek en büyük kabusunuz olduysa; · Sosyal ortamlarda, en iyi bildiğinizi şeyi bile anlatmakta zorluk çekip, bir kenarda susup oturmayı tercih eder hale geldiyseniz; · Her yaptığınız şeyde başkalarının onayına ihtiyaç duyuyor, kendi fikirleriniz size değersiz geliyorsa; · İkili ilişkilerde hep yanlış insanları buluyorum; ilişkilerimi sürdüremiyorum ve sonu hep istemediğim şekilde bitiyor diyorsanız EMDR ile çözüme kavuşabilirsiniz.

konya aile ve evlilik danışmanı

RÜYAYI  KABUSA  ÇEVİRMEYİN

İnsanlar neden evlenir ve neden boşanır sorularıyla başlayalım. Toplumsal norm ve dini gereklilikler dünyadaki bütün kültürlerde belirli yaşa gelen gençlerin evlenmesi için teşvik, destek ve hatta zorunluluklar oluşturur. Bir çoğumuz neden evleniyorum sorusunu soramadan kendisini evli bulur. Haliyle evlilikteki ve eşteki beklentiler ve sorumluluklar da sorgulanmamış olur. Bireyin istediği tek şey mutlu olmakmış gibi görünse de bunu başarmak çiftler için hiçte  kolay olmayacaktır ve başarısız girişimler boşanmayla sonuçlanacaktır. 

             

Neden Toplum Evliliği Gerekli Hale Getiriyor?

Evlilik gerçekten insan için faydalı veya gerekli mi? Evrimsel açıdan bakacak olursak bireyin iki temel amacı var: Hayatta kalmak, yaşam kalım mücadelesi vermek ve genlerini bir yavruya aktarmak yani üremek. Yaşamını devam ettiren bireyin, ikinci görevi olan üremeyi yerine getirmesi gerekir. İnsan gibi memelilerin üremesi içinde karşı cinse ihtiyaç duyulur. Karşı cinsle temas sağlanıp cinsel birliktelikten sonra olan yavru için ebeveynlerin etkileşim kurarak yavrunun yaşam kalım mücadelesinde bir süre yavruya destek olmaları yani yavrunun bakımını üstlenmeleri gerekir. Kadınların toplayıcılıkla erkeklerin avcılıkla yavruya gerekli besini sağlama çabaları cinsiyet rollerini oluşturmuştur. Çiftlerin yavru bakımı için etkileşim halinde olmaları ve cinsel birliktelik için toplum ‘evlilik’ kavramını oluşturmuş ve bazı şeylerin meşrulaştırılmasını sağlamıştır.

Evlilik gerçekten faydalı mı diye sorgulayacak olursak yapılan araştırmalar gösteriyor ki gerçekten insan sağlığı için evlilik olumlu bir etkiye sahip. Yapılan araştırma mutlu bir evlilik süren bireyin boşanmış bir bireye göre ömrünün dört yıl daha uzadığını söylüyor.. Mutlu bir beraberlik süren çiftlerin birbirlerine daha iyi baktıkları, sosyal destek sağladıkları, sağlıklı yaşam için birbirlerini teşvik ettikleri görülmüş. Bu durum  onların evlilik yaşamlarında daha az stresli olmalarını  ve çevreden gelen stres faktörlerinden daha az etkilenmelerini sağlamış. Stresle olumlu baş etmek ise bireyin kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Depresyon, madde bağımlığı, anksiyete gibi bir çok psikolojik rahatsızlıklardan da koruyor.

Read More

ÇOCUĞUNUZU ve ONUN İHTİYAÇLARINI ANLAMANIN İPUÇLARI (2-8 YAŞ)

Anne ve babalar çok eski toplumlardan bu yana kendi doğrularıyla oluşturdukları çok çeşitli yöntemlerle çocuklarının üstün yararını gözetmişlerdir. İlk toplumlarda bu üstün yarar çocuğun temel ihtiyaçları doğrultusunda hayatta kalma olasılığını yükseltme amacı taşır. Ancak günümüz toplumunda çocukların temel ihtiyaçlarına ek olarak ihtiyaçları çeşitlenmiştir. Bunun bir sebebi çocuklar üzerine yapılan araştırmaların artmasıdır. Artık çocukların yalnızca barınma, beslenme, giyinme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasının çocuğun gelişimi için yetersiz olduğu bilgisine sahibiz.

Konya Pedagog Günlüğü yazı dizimize, 2-8 yaş aralığındaki çocuğunuzu anlamanın ipuçları yazımızla devam ediyoruz. Bu yazıda edineceğiniz bilgiler çocuğunuzla yaşayacağını birçok sorunda çok işinize yarayacaktır. Yine de aşamadığınız sorunlar söz konusu olursa bir klinik psikolog, pedagog ya da psikolojik danışmandan destek almaktan çekinmeyin.

Bebeklik dönemi (0-2 yaş) bağlanmanın gerçekleştiği, bebeğin dünyaya ilişkin ilk bilgilerinin oluştuğu önemli bir dönemdir. Bu dönemde temel ihtiyaçların hemen giderilmesi, fiziksel temas ihtiyacının karşılanması, ağlama ihtiyacının kabul edilmesi gibi birçok mühim konu vardır. Ebeveynler için zorlu bir süreç olan bu dönemden sonra bebek için erken çocukluk dönemi (2-8 yaş) başlar.

Erken çocukluk dönemi bebeklikten farklı olarak çocuğun kendisini, ailesini, dünyayı daha yakından incelemeye ve kavramaya başladığı bir dönemdir. Ayrıca çocuğun fiziksel ve bilişsel olarak gelişimi hızlanır, birçok yeni beceri edinir, sosyalleşir. Dolayısıyla bebekliğe nazaran ihtiyaçlar, istekler değişir. Ebeveynlere düşen görev ise çocuğu yakından izleyerek çocuğun ihtiyaçlarına, davranışlarına yönelik doğru tutumlar sergilemektir. Ebeveynlere bu dönemde doğru tutum ve davranışlara sahip olmaları yolunda destek olmak için erken çocukluk dönemine ilişkin birkaç konuya değineceğiz.

Read More

Mutlu Evlilik İçin Bunlara Dikkat Edin - Konya Psikoloji

MUTLU EVLİLİK İÇİN BUNLARA DİKKAT EDİN

Konyada Aile Terapisi ve Aile Danışmanlığı alanında psikolojik destek arayışında olan, Aile Danışmanı, Evlilik Danışmanı veya Cinsel Terapist arayanların bu yazımı öncelikle okumalarını öneriyorum. Evlilik bir kurum olmakla birlikte kişilere atfedilen bir statüdür ayrıca. İki kişinin bir olma yolunda attıkları adımların toplum tarafından da onaylanmış ve resmi olarak kabul görmüş halidir evlilik. Evlilik kararı almak kolay, evliliği devam ettirmek ise zordur.

Günümüz toplumunda evlilik kararı çok kolay alınabilen bir karar olmakla birlikte artan eğitim düzeyiyle birlikte çok zor verilebilen bir karar olma durumunu da göstermeye başlamıştır. Artık kişilerin hedefleri ve amaçları da değişiklik gösterdiği için kendilerini ne kadar güvende hissedebilecekleri bir karar verme konusunda evlilikte yerini almıştır. Evlilik kararını vermek zordur daha da zor olanı ise verilen bu kararın devamlılığını sürdürebilmektir.

 

SEVGİ, SAYGI VE SADAKAT EVLİLİĞİN TEMEL TAŞLARIDIR

Bir evlilikte belki de en önemli olan etken duygusal doyumdur. Çiftler birbirlerini duygusal olarak ne kadar doyururlarsa iletişimleri, evlilikleri, sosyal yaşamları, çocukları, işleri de o derece kaliteli bir hal alacaktır. Birbirini anlamanın yolu, duygulara verilen önem ve karşındaki insanın duygularına gösterilen saygı ve anlayıştır. Bir evlilikte en önemli üç kural sevgi, saygı ve sadakattir. Sevginin karşılıklı olduğu ve devam ettiği bir çiftin evliliği de sağlamlığını devam ettirecektir.

Read More

Konya Depresyon - Karanlığa Bir Işık Yakın

KONYA DEPRESYON – KARANLIĞA BİR IŞIK YAKIN

Tüm Dünyada en çok yeti kaybına yol açan sorunların başında ‘Depresyon’ gelmektedir. Konya için de bu durumun farklı olduğunu iddia edemeyiz. Konya’ da depresyon konusunda psikolojik yardım arayışında olan ya da bu durumun kendiliğinden geçmesini bekleyen birçok kişiye yol gösterici olacak bazı detayları ‘Konya Depresyon – Karanlığa Bir Işık Yakın’ başlıklı yazımda ele aldım. 

‘Konya depresyon terapisi için psikolojik yardım arayışında olan kişilerin, ‘Konya’ da Psikolog, Psikolojik Danışman, EMDR Terapisti, Cinsel Terapist veya Aile Danışmanı Ararken Dikkat Etmeniz Gerekenler’ başlıklı yazımı okumalarını yanlış bir uzman tercihi yapmamaları açısından tavsiye ederim. 

Konya Depresyon - Karanlığa Bir Işık Yakın


Depresyon Nedir? 

Depresyon, duygusal bilişsel davranışsal belirtlerle kendini gösteren ve kişide isteksizlik, mutsuzluk, uyku ve iştahta bozulma, çabuk yorulma, çabuk sıkılma, çabuk öfkelenme, ağlamalar, cinsel isteksizlik, kilo kaybı gibi durumlara yol açan bir duygudurum bozukluğudur. Depresyonda olan kişi, işlevselliğini büyük ölçüde kaybeder ve yoğun bir isteksizlik tüm yaşamını sarar. Kimseyle görüşmek istemez, bir şey yapmak istemez, kendine bakmak duş almak istemez ve içinden geldiği gibi davranmaya devam ettikçe daha kötü olur. 

Depresyon, birçok cinsel soruna da sebep olmaktadır. Bunların başında, cinsel isteksizlik, erken boşalma ve iktidarsızlık gelmektedir. Cinsel Terapi ve Cinsel Sorunlarla ilgili (vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık vb.)  daha detaylı bilgi almak için Cinsel Sorunlar başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Read More